İHANET KOMİSYONU
Değerli okurlar, “Varlığı bir şey kazandırmayan birinin, yokluğu hiçbir şey kaybettirmez” diyor Tolstoy. Günümüz AKP iktidarı ve koşulsuz destekçilerinin varlığı, saray ve eşrafı dışında kalan toplumun tamamına hiçbir şey kazandırmadığı gibi mutfakların ve ormanlarımızın yanmasına karşı duyarsızlığı ile de ülkemiz ve vatandaşlarımızın yüreklerini yakmaya devam ediyor. Demem o ki, bunların yokluğu ülkemize ve insanlarımıza bir şey kaybettirmez elbette. Ülkemizin her yeri alev alev yanarken iktidar ve koşulsuz destekçileri ve de Atatürk’ün CHP’si el birliğiyle bebek katili cani APO’nun taleplerini sözde demokrasi ve “Terörsüz Türkiye” masalı ile yerine getirme konusunda yarış halindeler.(İYİ PARTİ hariç elbette)
Terörün olmadığı ülkemizde nereden çıktı “Terörsüz Türkiye” masalı sorusunun cevabı sizlerinde bildiği üzere “KOLTUK” kaybetmemek adına AKP iktidarının ihtiyaç duyduğu terör örgütü PKK’nın siyasi ayağını temsil eden DEM milletvekillerinin oylarını almak ve BOP eş başkanı olarak kendisine verilen görevi tamamlamaktır. Sözde Demokrasi adına hareket ettikleri masalı ilk istasyona varıncaya kadar devam edecek ve o istasyonda demokrasi treninden inilecektir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı tarafından “Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda kurulacak komisyon” için siyasi partiler üyelerini bildirdi. Ancak, komisyon kurulmasına yönelik bu çağrı, gerek Meclis İçtüzüğü gerekse teamüller açısından incelendiğinde;
⦁ Komisyon Kurmak Meclis Başkanının Yetkisinde Değildir
⦁ Uzlaşma Komisyonlarında eşit temsil esası vardır. Oy birliği esasıyla çalışan bu komisyonlarda, ayrıca herhangi bir partinin çekilmesi halinde komisyonun dağılacağı hükme bağlanmıştır. (İYİ Parti çekilmiştir.)
Söz konusu bu komisyon, ne böyle bir uzlaşmanın ürünüdür, ne eşit temsil vardır, ne de yasa tekliflerinin müzakere edildiği bir bağlamdadır. Eğer “Terörsüz Türkiye” başlığı altında gerçekten bir değerlendirme ve öneri süreci işletilecekse, bu ancak TBMM Genel Kurulu’nun onayıyla kurulacak bir Araştırma Komisyonu marifetiyle yapılabilir. Sonuçta komisyonun hukuki boyutunu hukukçulara bırakıp ne yapılmak istendiğini analiz edelim.
Değerli okurlar, aylardır gündemi meşgul eden “Terörsüz Türkiye” masalına meşruiyet kazandırmak adına TBMM de komisyon kurulması ve bu komisyonda kimler olacağı hususunda kedinin fareyle oynadığı gibi siyasi figürlerin neredeyse tamamının milletimizle kedi-fare oyunu gibi oynadıklarını seyrediyoruz. Kedi ile fare demişken fıkra bu ya;
Kedinin biri odanın ortasına kurulmuş uyuklar gibi görünerek beklerken kenardaki deliklerin birinden bir fare kafasını uzatmış. Kedi biraz daha bekledikten sonra farenin delikten çıkmayacağına kanaat getirip seslenmiş;
“Hadi” demiş, oradan korka korka başını çıkarıp durma, acıdım sana o delikten çık kilerin deliğine gir. Kilerde çuval dolusu un var, peynir var… sağlığıma dua edersin… bir müddet daha bekledikten sonra bakmış ki fareden yine kıpırtı yok, seslenmiş;
Ne duruyorsun, dediğimi yapsana!
Fare ezilerek cevap vermiş;
Kusura bakma ama yapamayacağım.
Niye? Demiş kedi.
Fare şu cevabı vermiş;
Bana o delikten çık, şu deliğe gir diyorsun. Teklifin gayet güzel, ama nimet büyük. Bu işte mutlaka bir b.kluk var…
Öyle ya; Değerli okurlar, kıssadan hisse CHP bazı şartlar ileri sürerek komisyona üye verdi. Yani fare(CHP) kilere giden deliğe gitmek üzere, deliğinden çıkarak, odanın ortasında bekleyen oyun kurucuya (AKP ve koşulsuz destekçileri) meşruiyet kazandırması yanında birileri için nimet olduğunu bilerek adım atıyor. Farede olan akla sahip olmamak demek bu oyunun bir parçası olmak değil midir? Daha açık söylemek gerekirse, CHP dahil bunların tamamı aynı gözeden su içiyorlar. Bu davranışın bir başka anlama yoktur.
Sonuç olarak; hukukçuların da belirttiği üzere bu komisyonun bilgi edinme, yasa teklifi hazırlama ya da müzakere etme gibi bir yetkisi ve arzusu bulunmamaktadır. Ayrıca DOĞRU PARTİ Genel Başkanı Rıfat Serdaroğlu’nun belirttiği üzere, “Konu, Vatan Bütünlüğünün, Cumhuriyetin , Demokrasi ve Bağımsızlığın tehlikede olması” durumu ise (ki, tam da böyledir), siyasilerin YANLIŞ yapma lüksü yoktur.
Yapılanlar, Türk Milletinin aleyhine ise bunun adı yanlış değil, düpedüz ihanettir. Yani, Bu Komisyon MİLLİ, YERLİ ve Türk Milleti yararına değildir. Emperyal güçlerin planlarının yolunu açmak üzere kurdurulmuş, bir İHANET KOMİSYONUDUR!