DOLAR 40,9920 0,80%
EURO 48,0364 0,92%
ALTIN 4.459,800,94
BITCOIN 0%
Elazığ
33°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Cezmi Orkun yazdı. Ortalık toz duman…

Cezmi Orkun yazdı. Ortalık toz duman…

ABONE OL
23 Ağustos 2025 17:49
Cezmi Orkun yazdı. Ortalık toz duman…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

ORTALIK TOZ DUMAN
Değerli okurlar, yasaklamalar ve yoksulluk ötesi sefaletin hakim olduğu ülkemizde birde yargının sopa olarak kullanılması toplumun büyük bir kesimi için kaygı verici. İnsanlarımız özgür ve insanca yaşamayı özler oldu. Çünkü; iktidar ve muhalefetiyle tüm siyasi aktörlerin içerisinde yer aldığı; siyasilerin sığınağı yalancılık, kamu mallarının peşkeş çekilmesi yani; talancılık, hırsızın, arsızın, ahlaksızların korunup kollandığı yandaşlık, rüşvet çarkının legalleştiği çürümüşlük ve edepsizlik yarış atları gibi birbirlerinin önüne geçme yarışında olunca milletin özlediği insanca yaşam gündemlerinde yok tabi… Oysa; ülkemizde, Neredeyse her gün, kadınlara karşı cinayet haberleri, kadınların aşağılanması, yasa dışı kuran kurslarında ve tarikat yurtlarında çocuklara cinsel istismarlar, eğitim de şeriatçı bir yapılanma neler neler… Emekçi ve emeklilerin sefalet içinde olmalarına kulak tıkayanlar, görmek istemeyen vekiller… Yeni Zarrab’ların gündeme düşmesi, rüşvet ve yolsuzluk iddiaları, havada uçuşan milyon dolarlar, baskılanmış döviz, çökmüş ekonomi, savunma ve silah sanayide rant kavgası, sürekli artan işsizlik almış başını gidiyor.
Ancak, iktidar ve muhalefetin gündemi değiştirme çabaları ki en son örneğini “Terörsüz Türkiye” komisyonu masalında gördük. Millet aç kardeşim aç… Tek gerçek ne derseniz, yolsuzluk ve yasaklar ülkesinde vekiller tatilde sefa sürüyor, içte ve dışta “Ortalık toz-duman!!!” göz gözü görmüyor. Sonuç; Yolsuzluğa adı karışanların yurtdışına değil iktidar partisine kaçtıkları bir Türkiye… Oysa, Atatürk Türkiye’sinde millete verilen değeri anlatması nedeniyle yaşanan olaylardan sadece birini aktarmak istiyorum;
Milli Savunma Bakanlığının açtığı silah alım ihalesinde meşhur Kılıç Ali’nin ablasının kocası Maraş Milletvekili Mithat Alan’ın ihale takipçiliği yaptığını öğrenen Atatürk, yanında Kılıç Ali olduğu halde Mithat Alan’ın evine baskın yapar. Sohbet esnasında Mithat beye işler nasıl diye sorar. Mithat Alan “milletvekili olunca ticari işlerimi dağıttım” der. Paşa ; “senin için bazı temsilcilikler yapıyor dediler.” der. Mithat Alan bunun üzerine “Paşam Çekoslovakya ve Fransa’da ki iki şirketin buradaki işlerini takip ediyor, karşılığında da yüzde bir komisyon alıyorum” der. Atatürk, Mithat Alan’a; “Bir milletvekili demek, o ülkenin en yetişkin insanı demektir. Onun için dokunulmazlığı vardır. Milletvekili beyaz eldivenli adam demektir. Ben arkadaşlar arasında eldivenine leke süren birilerinin olacağına inanmak istemiyorum. Milletvekili milletin vekilidir ve sadece milletin derdiyle uğraşmalıdır.” der ve veda etmeden evden ayrılır. Mithat Alan ise ertesi gün milletvekilliğinden istifa eder. Takdiri siz değerli okurlarıma bırakıyorum.
Değerli okurlar, ya günümüzde olanlar…Saray ve eşrafı; para, şöhret, kandırma, gerektiğinde tehditle muhalifleri de etraflarına topluyor ve para musluklarını sonuna kadar açıyorlar, gizli kamera çekilip yeri gelince de bu kayıtları şantaj olarak kullanarak siyasi kazanç elde etmeye çalışıyorlar. Yani rezalet diz boyu. Toplumun neredeyse tamamını eziyorlar, sömürüyorlar, hak arayınca da kıyım yapıyorlar. Bu nedenle sosyal ve ekonomik alanda da “ortalık toz duman”.
Toplumun huzur ve refahını bozanlara hesap soracak yargı mensupları ise kör ve sağırları oynuyor… Öyle ya; yurt dışına, yani vergi cennetlerine para kaçıranlar için hiçbir işlem yapılmıyor, ama kağıt toplayıcıları vergi kaçırıyor diye ellerindeki araçlar toplanıyor. Sayıştay raporlarında Devletin her kademesinde usulsüzlükler, belgesiz harcamalar, yüksek fiyatlarla verilen ihaleler yer alıyor. Ancak bu soygunculara karşı harekete geçmeyen söz konusu kurumlar, gariban esnafımız söz konusu olunca nasıl da cevval oluyor.

Fıkra bu ya; Avukat hırsızlıkla suçlanan müvekkilini yaratıcı bir savunma ile hapisten kurtarmak istemektedir. “Müvekkilim, arabanın camından içeri sadece kolunu sokup çantayı almıştır. Müvekkilimin kolu bizzat kendisi değildir. Bu nedenle bir kol tarafından işlenen bu suç için müvekkilimi niye cezalandırıyorsunuz.”
Yargıç, gülümseyerek; “Peki o zaman aynı mantıkla hareket ediyor ve müvekkilinizin kolunu 1 yıl hapse mahkum ediyorum. Müvekkiliniz isterse bu kola eşlik edebilir.” der.
Umarım yukarıda olduğu üzere, günümüz yargıçları da üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünü esas alacak anlayışı devreye sokarlar. Yoksa, mafya avukatların önü alınamaz… Hadi hayırlısı…

Yolsuzluk ve yasakların legal olduğu ülkemizde AKP iktidarı ve koşulsuz destekçilerinin sebep olduğu ve vatandaşları çaresiz bırakan yüksek kiralar, hayat pahalılığı, yaşanan adaletsizlikler için bir çözüm aramaları gereken siyasiler tüm bu önemli konuları rafa kaldırdı ve varsa, yoksa “Terörsüz Türkiye” adıyla bir masalın peşine takıldı… Oysa, bunların asıl amacı; DEM oylarıyla anayasa değişikliği için gerekli olan yeterliliğin sağlanması ve Erdoğan’ın yeniden aday olmasının önünün açılmasıdır. Muhalefet iktidarla bir ittifak halinde ki tüm bu olanları görmüyor.

DOĞRU PARTİ temsilcisi olarak iktidar ve muhalefet partilerine tekraren hatırlatırız ki, İşsizler ordusu her geçen gün büyüyor, işten çıkarılmalar devam ediyor, çalışanlar özel sektörde aylıklarını alamıyor, emekliler sürünüyor ve de toplumun çekirdek yapısı aileler dağılıyor. Bu nedenle toplumda büyük bir bunalım, gerginlik var. Her ne kadar AKP iktidarı her şey yolunda dese de hiçbir şey yolunda değil. İşin özeti; AKP devleti, muhalefet partileriyle birlikte vicdan dışı uygulamalarla sefalete sürüklediği vatandaşın sırtında düzlüğe çıkmaya çalışıyor. Olan vatandaşlara oluyor. Yazık ki, ne yazık…
Değerli okurlar, bizler DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak sefalete mahkum edilen vatandaşlarımızın sesi olarak; Adaletin, aklın, ilmin, ahlakın, vicdanın, faziletin hakim olduğu, can ve mal güvenliğinin olduğu, gelecek endişesinin yaşanmadığı, kardeşliğin, ortak tarih ve bu stratejik coğrafyada ortak bir kaderin harmanladığı, istikbalin beraberce yaşanacağı bir toplumun özgür birer ferdi olmak istiyoruz.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP