MİLLİ CEPHE…
Değerli okurlar, AKP iktidarı son olaylardan da görüldüğü üzere toplumsal hassasiyetleri kaşımaya devam ediyor. Neden bu yola baş vurduğu sizlerin de bildiği gibi, oluşan kaos ve karmaşa ortamının toplumda yaratacağı korku ikliminin sağanağı seçmenlerin sığınağının yine kendisi olduğu imajını yaratmanın peşinde. Bu anlayışın kimseye bir faydası olmadığı gibi içte ve dışta birilerinin ellerini kanatırcasına alkışlamasına sebep olmaktadır.
Bunu önlemenin bir yoluda, Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda demokratik ve laik Cumhuriyetin korunması anlayışındaki tüm muhalif partilerin milli bir cephe oluşturmasıdır.
Çünkü; yargı ve yürütmeyi elinde tutan AKP devleti silahlı güçlerimiz ordu ve polisimize yargı gücünü de ekleyerek demokrasiyi ayaklar altına almakta yasa ve anayasamızı tanımamaktadır. Muhalefetin tümünün tek yürek olması dışında bu yapı ile demokratik mücadelede başarılı olmak mümkün değildir.
Tüm bu olaylar tarihimize kara bir leke olarak yer alacak olması oldukça üzücü bir durum. Demokrasilerde seçimle gelen, seçimle gider anlayışı AKP iktidarının güç zehirlenmesine kurban edilmektedir. Seçilmişlerin yerine yargı üzerinden atanmışlara görev verilmesi demokratik usullere aykırı bir durum ise ki öyledir, o zaman ülkemizde demokrasi askıya alınmış demektir.
Tüm bu olaylar toplumun dikkatini çekiyor ve gerçek gündemin askıya alınması ile sonuçlanıyor. AKP iktidarı ise hep söylediğimiz gibi bu tür kaos ve karmaşa ortamında ülkemiz ve vatandaşlarımızın aleyhinde olan adımları atmaktadır.
Toplum açlıkla mücadele ederken siyasilerin tamamı CHP İstanbul il başkanının görevden alınmasını, yerine taraflı yargı tarafından atanan kişinin il binasına gidip, gitmeyeceğini izlerken bu durum yasal değil diye haykırıyorlar. Yasa yok ki neyin yasal olup olmadığını tartışmalarını anlamak mümkün değil. İşte tam sırası diyen AKP iktidarı ise Başkanlığını Erdoğan’ın yürüttüğü TVF(Türkiye Varlık Fonu) uhdesinde yer alan değerlerimizi elden çıkarmaya başlayacağı haberleriyle karşılaşıyoruz. Şaşırdık mı? elbette hayır…
Değerli okurlar, yıllardır DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak, stratejik öneme haiz zengin yataklara sahip olduğumuz yasalar gereği üçüncü şahıslara devredilmesi yasak olan BOR, TORYUM ve NTE(Nadir Toprak Elementleri) gibi geleceğin enerji kaynaklarının, devletin denetim ve kontrolünde olması ısrarımızı belirtirken, AKP iktidarının bu değerli madenlerin üçüncü şahıslar eliyle işletilmesinin yasal yollarını oluşturmanın peşindedir.
Bu konuda insanlarımızı, STK temsilcilerini ve tüm TBMM mensuplarına; Ülkemiz geleceğinde önemli olduğuna inandığımız tüm madenlerimizin çıkarılması ve işletilmesinin, devletimizin denetim ve kontrolünde olması gerektiği noktasında uyarıyoruz. DOĞRU PARTİ olarak bu konu bizlerin olmazsa olmazımız olup kırmızı çizgilerimizden birisidir.
AKP iktidarınca elden çıkarılan Cumhuriyet değerlerimizin yeniden ülkemize kazandırılması ve mevcut değerlerimizin korunması ekseninde kaymayı önlemenin yoludur MİLLİ CEPHE yapılanması. Aksi durumu düşünmek dahi istemiyorum. Bizden söylemesi…