Türk İş Elazığ İl Temsilciği, Yol-İş Sendikası tarafından 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısı ile açıklama yapıldı.
Türk İş Elazığ İl Temsilcisi Yol-İş Sendikası 1 Nolu Şube Başkanı Mehmet Kara, son 50 yılda tüm dünya emekçilerinin yaşama şartlarının daha da kötüleştiğini söyledi. Kara, “Bu gün 1 Mayıs. Yaşamını emeğiyle sürdürenlerin hak arama ve mücadele günü. Emekçiler olarak bizim günümüz. Son 50 yılda tüm dünya emekçilerinin yaşama şartları bir öncekilere göre biraz daha kötüleşti. Zenginle fakir arasındaki fark daha da açıldı” dedi.
Kara açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ”
Değerli Basın Mensupları, Saygıdeğer hemşehrilerimiz,Bu gün 1 Mayıs!Yaşamını emeğiyle sürdürenlerin hak arama ve mücadele günü…Emekçiler olarak bizim günümüz…Tüm işkollarında, hayat devam etsin diye canını dişine takanlar…Gecenin körü, sabahın şafağı; kışın ayazı, yazın sarı sıcağı demeden alın teri dökenler…
Çeliğe, cama, taşa, toprağa, çimentoya şekil verenler; uzakları yakın edenler, hastaları sağlıklarına kavuşturanlar…
Tezgâh başında, büroda, laboratuvarda, tarlada, madende, muayenehanede çalışan emekçiler…Dünyadaki zenginliği üretenler…Ama bu ürettiklerinden hakça pay alamayanlar…Üstüne üstlük güvencesiz, kuralsız, sendikasız çalışmaya mahkûm edilenler…Yine meydanlardayız, işyerlerindeyiz, hayatın her alanındayız.
Son elli yılda, tüm dünyada emekçilerin yaşama şartları her sene bir öncekine göre daha da kötüleşti.
Zenginle fakir arasındaki fark daha da açıldı.Dünyada geçerli ekonomik sistem her geçen gün yeni bir sarsıntıya, daha fazla krize yol açıyor.Her sektörde, her ülkede, bir küresel durgunluğun etkisi yaşanıyor
Bu olumsuz gelişmeler giderek arttı.Önceden yaşanan meseleleri gölgede bıraktı.Covid-19 Salgını ile tüm fatura emekçiye çıkarıldı. Hayatımız adeta kâbusa döndü.Başta dar gelirliler olmak üzere, hayatını emeğiyle sürdüren tüm toplum kesimleri ağır tahribata maruz kaldı.Salgın’ın kitlesel etkileri yavaş yavaş azalma eğilimi gösterdi. Ama emekçiler için ümit verici gelişmeler yaşanmadı…
Tam tersine, Şubat ayının sonunda başlayan Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri operasyonu, sorunların daha da derinleşmesine neden oldu…Fiyat artışları tedarik maliyetlerini artırdığından, yeni bir zam dalgası sert bir biçimde geldi…Ekmekten şekere, etten süte, meyve ve sebzeye kadar tüm temel gıda ürünlerine yüzde yüzü aşan zamlar geldi…
Zam dalgası sadece gıda ürünleriyle sınırlı kalmadı…Akaryakıttan doğal gaza, elektrikten suya; ulaşıma, yani tüm temel hizmetlere gelen zamlar durmak bilmedi…
Zamlar günden güne; kimi zaman saatten saate geldi. Dün bir olan bugün bir buçuk oldu; sabah iki olan akşama iki buçuğa çıktı…Bazı zincir marketlerin de fiyat artışlarına olumsuz yönde katkısı oldu…Bu da ücretli çalışanların, emeklilerinin geçinme şartlarındaki bozulmanın daha da artmasına yol açtı. Aldığımız ücret zorunlu ihtiyaçlarımıza bile yetmiyor. Eşitsiz, hakkaniyetsiz ve emekçilerin hayatını olumsuz etkileyen ilişkilerin sonuçlarını görüyoruz.Uluslararası siyasette, ekonomide yaşanan tek merkezli yapı sorunlara yol açıyor.Onlar savaşıyor, olumsuz etkisini yoksul halk çekiyor.Ekonomik ve sosyal alanda mevcut sıkıntılar uluslararası alandaki gelişmelerle daha da arttı.Temel harcamalarımız arasında yer alan her türlü kalemde yüksek fiyat artışları yaşandı. Yani enflasyon canavarı yine hortladı…Dar ve sabit gelirli milyonlarca emekçinin en büyük düşmanlarından biri olan bu canavar hayatlarımıza adeta bir karabasan gibi çöktü…Bunun sorumlusu emeğiyle geçinmeye çalışan milyonlarca emekçi değil…Yükselen yaşama maliyetine karşı önlem olarak ücretlerde artış sağlandı. Birçok iş kolunda ücret artışları önceki senelerle karşılaştırıldığında nispeten daha yüksek oldu. Asgari ücret vergi dışı bırakıldı. Ancak bu olumlu gelişmeler yaşadığımız enflasyonun gölgesinde kaldı.Emekçilerin reel ücretleri hızla eridi…
Satın alma gücü gerileyen emekçilerin geçinme şartları daha da kötüleşti…
Taşeron sorununun sonlandırılması, geçici işçilerin daimi kadroya alınması, işçi hak ve özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesi, ücretlerin satın alma gücünün korunması, asgari ücretin artırılması, vergide adalet sağlanması, çalışma mevzuatının iyileştirilmesi ve benzeri birçok alanda hep birlikte mücadele ediyoruz.
Kadına şiddetin önlenmesinden, doğanın korunmasına her alanda sendikalar faaliyetleriyle var olmaya devam etmektedir.Sendikaların temel mücadelesi ekmek, barış ve özgürlük içindir. Sendikaların mücadelesi ve başarısı, dünyadaki tüm emekçilerin yararına olacaktır.Türk-İş 70 yıllık geçmişinden aldığı güçle işçilerin, mağdurun ve mazlumun yanında olma sorumluluğunu yerine getirmeye devam edecektir.
Türkiye’de Türk-İş Var!Yaşasın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü!