Elazığ Baro Başkanı Mustafa Yentür Türkiye’de yargı sistemine dair değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de kanunların iyi olduğunu ifade eden Yentür esas sorun kanunlarda değil, o kanunları uygulayanlardadır’ dedi.
Özellikle son zamanlarda suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddiaları, ve meclise taşınan Yargı-Siyaset ilişkisi son günlerin en çok tartışılan konularından biri oldu.
YENTÜR: MÜLAKATIN OLDUĞU YERDE LİYAKAT OLMAZ
! Eylül’de yeni adli yılın başlaması da bu tartışmalara hız kazandırdı. Konuyla ilgili harputtimesicom ‘a açıklamalarda bulunman Elazığ Baro Başkanı Mustafa Yentür, siyasetin yargı üzerinde etkisinin olduğunu belirterek güçlü bir hukuk devleti olmak için yargının her türlü siyasi etkiden uzak olması gerektiğine vurgu yaptı. Yentür::
‘’Türkiye’de her yerde olduğu gibi yargıda da siyasetin az da etkisinin olduğunu düşünüyorum, Yargı çok hassas terazi. Dengenin şaşmaması için yargıyı hiçbir şekilde ne siyasilerin ne de başka güçlerin müdahale etmesinden yana değilim. Yargının tamamen bağımsız olması lazım. Ben yargının bağımsız olduğunu düşünüyorum ama “Fetö darbe” girişinden sonra hakim-savcılık sınavında alınan kişilerde özellikle mülakat sisteminin değişmesinden yanayım. Mülakatın olduğu yerde liyakatin olduğunu düşünmüyorum. Sen bu partilisin o partilisin, bizdensin değilsin şeklindeki mülakatlara karşıyım. Hukukta sadakat olmamalıdır hukukta, az öncede bahsettiğimiz gibi hukuk bağımsız olmalıdır. Dolayısıyla herkesin yargıdan elini çekmesi gerekmektedir.
Ben Türkiye de adalet sisteminin çok çarpık olduğunu şahsen düşünmüyorum.. Neden düşünmüyorum derseniz, gerçekten çok güzel kanunlarımız var, kanunlarımız son düzenlemelerle… Uygulayıcı kötü uygulayabilir, uygulayıcı tecrübesizliğinden kötü uygulayabilir, kötü niyetinden de kötü uygulayabilir fakat kanunu uygulayıcının yanlış veya kötü uygulaması demek adalet sistemimizin kötü olduğu anlamına gelmemektedir. Elazığ adliyesinden örnek verecek olursam ben Elazığ adliyesinde hiçbir siyasinin, hiçbir kurumun, hiçbir şahsın yargıyı etkileyeceğini düşünmüyorum. Evet eksiklikler vardır. Tecrübesizlikten eksiklikler vardır, acemilikten eksiklikler vardır. Fakat bu sistemin adil olmadığını göstermez.. Elazığ adliyesi, siyasiler veya başka güçler tarafından müdahale edilen bir adliye değil, bu konularda biz çok rahatız.
DARBE ZAMANI 15 GÜN STAJ YAPAN HAKİM VE SAVCILAR KÜRSÜYE ÇIKTI
Türkiye’de bu gün yargı sisteminin tartışmalara konu edilmesindeki en temel sebeplerin özellikle Fetö Darbesi etkisiyle oluştuğunu ifade eden Yentür: ‘’ 15 gün staj yapan hakim savcıların kürsüye çıktıklarını ve dolayısıyla eksiklikler, aksaklıklar oldu’’ dedi. Yemtür şunları söyledi:
‘’Türkiye’de adalet sistemine gelince, az önce de bahsettiğim “Fetö darbe” girişiminden sonra aksaklıklar elbette oldu. 15 gün staj yapan hakim savcı arkadaşlarımız kürsüye çıktılar, dolayısıyla eksiklikler, aksaklıklar oldu. Ben bunun tecrübeyle aşılabileceğini düşünüyorum. Bunun haricinde tekrar üstüne basa basa söylüyorum. Kesinlikle ve kesinlikle liyakat olmalıydı, mülakat kaldırılmalıdır. Ben mülakatı çok benimseyen bir insan değilim. Zira, bana göre mülakattansa sınava giren kişilerin en yüksek puandan alta doğru sıralamayla ama güvenlik soruşturmasını geçmek şartıyla..Bunu özellikle belirtmek istiyorum. Bir vatan haininin de gelip kürsüde adalet dağıtmasına gönlüm hiç bir şekilde el vermez. D olayısıyla güvenlik soruşturmasını geçenlerin listeden üst sıradan alta doğru kişilerin hakim, savcı olmasından yanayım.’’
SOSYAL MEDYADAKİ İDDİALARLA ADALET ARANMAZ
Suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddiaları ve yargıda mafya etkisi konusuna da değinen Yentür, hakkında tutuklama kararı çıkmış, suç örgütü lideri birisinin sosyal medya üzerinden yazdığı iddialarla bir soruşturma başlatılmasının yargı ciddiyetine uymadığını ifade etti. Yentür ortada somut deliller olmadan savcıların harekete geçmesinin gereksiz olduğunu da söyleyerek
‘’Bir mafya babasının, Türkiye’de aranan tutuklama kararı bulunan, kaçak bir kişinin beyanlarıyla soruşturma açılmasından yana değilim. İllaki somut delillerle savcıların soruşturma açması gerektiğini düşünüyorum. Fakat Twitter’dan atılan beyanlarla, anlatımlarla soruşturma açılması bana göre uygun değildir, Yoksa herkes Twitter’dan bir iddia bulunur. Hepsiyle ilgili soruşturma açılırsa vay hakim savcıların haline, kolluk güçlerinin haline. Dolayısıyla sosyal medyadan adalet dağıtmak, gerçekleri anlatmanın doğru olduğunu da düşünmüyorum. Evet araştırılabilir. Kolluk güçlerince araştırılsın. Ama araştırılıp somut delille desteklenmediği sürece ben bu tip beyanlarla soruşturulma açılmasından yana değilim. Eper, beyanda bulunan kişinin somut belgeleri, somut delilleri var ise gelsin Türkiye’de adalete teslim olsun. Bütün beyanlarını anlatsın.İşte o zaman bütün hakim savcılara’ buradan soruşturma başlatın, bu adam belgeleriyle geldi,teslim oldu. Kötü niyetli olsaydı gelip teslim olmazdı.’ diyebiliriz.Fakat bugüne kadar durup, şuanda iktidarla ters düştükten sonra bu tip açıklamaları yapmasını doğru bulmuyorum. İllaki çok ciddi olaylarla veya anlatımlarla ilgili soruşturma başlatılabilir.
En son SPK örneği çok güzel bir örnektir, milletvekilleri işin içine girmiş, rektörler girmiş, SPK başkanı girmiş bu tip ciddi ithamlarda da soruşturma açılmasından yanayım; somutlaştırılmış belgeyle, bilgiyle tek tek ve başka şikayetçi de var dolayısıyla somutça anlatımlarla soruşturma açılmalı, onun haricinde soruşturma değil de araştırma yapılması gerektiği düşüncesindeyim. Bunun dışında sosyal medyada da adalet dağıtılmasını doğru bulmuyorum.
SADECE SİYASİLER DEĞİL, VATANDAŞ DA YARGININ ÜZERİNDEN ELİNİ ÇEKSİN
Sosyal Medyanın etkinliğinin fazla olduğuna dikkat çeken Yentür, adalet mekanizmasının işleyişinin sosyal medya üzerinden dizayn edilemeyeceğini söyleyerek TV ‘lerde yapılan programları da eleştirdi. Yentür :’’
Yargının kararlarını da eleştirmek vatandaş olarak bizim hakkımızdır. Onun dışında da bakıyorsunuz biri çıkmış dedektiflik programlarında; yargı dağıtıyor. Şu tutuklansın, şu tutuklanmasın, şu serbest bırakılsın.. Hani eleştiriyoruz ya siyasiler yargının üzerinden elini çeksin diye.vatandaş da yargının üzerinden elini çeksin. Niye baskı yapıyorsunuz? Bağımsızlıksa tam anlamıyla yargı bağımsız olsun. Bana kalsa hakim savcı maaşları bile sınırsız olsun, açık çek verelim hiçbir baskı altında olmasınlar.Hiç bir yere bağımlılıkları olmasın. İhtiyaçları kadar çeke yazsınlar, ihtiyaçlarını karşılasınlar. Yapabiliyor muyuz bunu Türkiye’de? Yapamıyoruz.Yapamıyorsak hiç değilse yargıya da müdahale etmeyelim bağımsızlığını koruyalım. Bağımsızlık istiyorsak önce kendimiz başlamalıyız.
İktidar ve muhalefet arasında en fazla tartışmaya yol açan konuların başında gelen İstsanbulş sözleşmesi’nin iptali konusunda da konuşan Yentür, bir hukukçu olarak İstanbul’da hazırlanmış bir sözleşmeden çıkmayı doğru bulmadığın söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
‘’İstanbul sözleşmesinden bence vazgeçmemek lazımdı. Cumhurbaşkanı kararnamesi ile vazgeçmek hiç mümkün değildi. Hele hele İstanbul’da hazırlanmış bir sözleşmeden taraf olmaktan çıkmayı hiçbir zaman doğru bulmadım; illaki çekincelerim var, birebir İstanbul sözleşmesini onaylayan, her şeyi doğrudur diyen biri olmadığım halde çekilmememiz gerektiğini düşünüyorum.’’ Dedi.