Değerli vatandaşlar, TKİ’nin sahibi olduğu, 1 milyar ton jeolojik kaynağa sahip Bartın ili Amasra ilçesindeki sahanın madencilik
hakları TKİ yönetimi tarafından 2005 yılında HATTAT ENERJİ VE MADEN A.Ş’ne rödevans anlaşmasıyla devredilmiştir. Maden
kazalarının nedeni genel olarak altyapı, teknoloji ve yönetim gibi önlenebilir sorunların giderilmemesidir. Maden kazalarının önlenmesi ve kayıpların azaltılması için çeşitli risk azaltma çalışmaları çerçevesinde maden kazalarına yönelik gerekli önlemlerin alınması ve izlenmesi gerekirken, yaşanılan acı deneyimler, İktidarın 21 yıllık çalışmalarının yetersiz kaldığını göstermektedir.
Türkiye’de maden ocaklarında yaşanan kazaların başlıca nedenleri arasında grizu patlaması, yangın ve göçük yer alıyor. Birçok maden kazasının yaşandığı ülkemizde, Cumhuriyet tarihinden beri en büyük maden kazası ise 13.Mayıs.2014 tarihinde Manisa’nın Soma ilçesinde yaşandı ve 301 işçi hayatını kaybetti. Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden ocağında meydana gelen grizu patlaması sonrası ise 41mişçi hayatını kaybetti. Oysa,mSayıştay yaptığı denetlemelerde olası bir kazaya işaret etmiş ve EK raporda görüleceği
üzere;
TTK 2019 yılı Sayıştay denetim raporu “Bartın Amasra’daki üretim derinliğinin -300 metreye ulaştığını; Çalışılan damarlarda gaz içeriklerinin yüksek olduğunu, ani gaz degajı ve grizu patlama risklerinin arttığı.. Belirtilerek ilgili mevzuatlar ve ‘Kurum Degaj Yönergesi’ hükümlerinin titizlikle uygulanması gerekmektedir.” ifadeleri yanında, raporlarında özetle;
• Termin planlamalarına uygun çalışmalar; maden işletmeciliği tekniğine, ekonomik gerçeklere ve madencilik çalışmalarında iş güvenliği ilkelerine uygun değildir. Kanaati yanında, 2017 tarihli raporunda HATTAT ENERJİ VE MADEN A.Ş’ye haksız kazanç devir
sürecinde ihalenin ardından şartnamenin değiştirilerek şirkete haksız kazançlar sağlandığı da vurgulanıp, bunun ‘aşikar‘ olduğu,
• Firmanın bu proje kapsamında geçen 7 yıllık sürede taban ve tavan yollarının sürülmesi gibi kömür içi hazırlık çalışmalarına başladığı, bunu faaliyet raporlarında belirttiği görülse de kuruma herhangi bir miktarda üretim beyan etmediği, rödevans bedeli ödemediği
görülmektedir. Bu durumun da kurum ilgili birimlerince sorgulanması gerektiği.
Hususları da ifade edilmiştir.
Tüm bu uyarılar ve önerilere kulak tıkayan akıl ve bilimden yoksun sorumsuz yöneticilerin ihmalleri BARTIN maden kazasının yaşanmasına neden oldu ve şu anki rakamlara göre 41 işçimizin ölümüyle sonuçlandı. Amasra’da incelemelerde bulunduktan sonra basına
konuşan Erdoğan ise;
• “Amasra en ileri imkanlara sahip ocak olmasına rağmen, birileri bununla dalgasını geçebilir ama önemli değil, biz kader planına inanmış insanlarız…..Bunlar her zaman olacaktır, bunu da bilmemiz lazım” diyerek her zaman olduğu gibi dinimizi kendi siyasi çıkarları doğrultusunda uyarlayarak iktidarlarının beceriksizliğini kapatmaya çalışıyor.
• Teknolojinin tüm kabiliyetlerini, işletmeciliğin tüm maharetlerini kullanarak madenökazalarını tarihe gömmek için çalışmalar yapacaklarmış! iyi de sormazlar mı 21 yıldıröneden gerekli çalışmaları yapmadınız?
• Makaracılar Köyü’nde katıldığı cenaze töreninde ise, Dün akşamdan bu yana 24 saati bulmadan neticeye varmış olmamız bizleri bu noktada rahatlattı. Çünkü Soma’da biliyorsunuz çok uzun sürdü. yirmi dört saati bile bulmadan 41 şehidimize hamdolsunmulaştık. İnanın nutkum tutuldu. Bu nasıl bir rahatlama acaba!