CHP 26. Dönem Milletvekili Ali Özcan HARPUTTİMES HABER’E ziyarette bulundu Ziyaretinde medyanın önemine değinen Özcan özellikle yerel medyanın toplumsal bilinçlenme konusundaki önemine vurgu yaptı.
Tecrübeli siyasetçi Ali Özcan HARPUTTİMES HABER’E yaptığı açıklamalarda gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Seçime 8 ay kala Elazığ kamuoyunda en çok merak edilen konulardan biri olan milletvekilliği adaylığı konusunda da açıklamalarda bulunan Özcan; ” atama yoluyla vekilliğe adaylığı hiçbir zaman düşünmedim. Ben Elazığlıyım. Elbette memleketime hizmet etmek için buradan milletvekili olmak istiyorum. Nitekim gittiğimiz yerlerde de halkta bu teveccühü görüyoruz. Bunun sandığa yansıyacağına da inanıyoruz.” dedi.
ÜLKE DEMOKRASİSİNİN YOLU PARTİLER İÇİNDEKİ DEMOKRASİYİ SAĞLAMAKTAN GEÇER
”Milletvekilliği konusunda sadece genel başkanın iradesiyle milletvekili tayin olduğu zaman gönlünden geçen, benim gibi gönlünden değil her şeyinden geçen insanların önü kapanıyor. Dolayısıyla bir ön seçim yapılırsa bütün üyelerle herkes sandığa girer kim çıkarsa o arkadaşın arkasında durulur. Ben bu durumda genel başkanla da görüştüm. Maalesef geçen sefer bir yanlışlık oldu. Parti meclisi belli olmadan milletvekili atanmaz. Cumhurbaşkanlığı seçimi olmasaydı bizde tabi bir tepkimizi alanda gösterme imkanımız vardı. Çeşitli illere sandık kuralım CHP milletvekilleri kim kendisine güveniyorsa o sandığa kendine talep açmalı ve o sandıktan kim çıkarsa da başımızın üzerinde yeri var diyelim. Elbette ön seçim talebimizi her platformda yineliyoruz, yineleyeceğiz. İnanıyorum ki partililerimiz, partimize gönül vermiş seçmenlerimiz de bunun olmasını istiyorlar. Ön seçim ya da temayül yoklamasının yapılması demokrasiye giden yolun açılmasıdır. Aday seçiminde demokrasiyi sağlamak, ülke demokrasisinin de temelidir.”
BU SEÇİMLERDE PARTİLER DEĞİL, KİŞİLER YARIŞACAK
Demokrasinin ön koşulu seçimler, çok partili demokrasilerde de özellikle milletvekili adayı belirlemede en önemli koşulun ‘önseçimler ‘olduğunu ifade eden Özcan, Cumhuriyet Halk Partisi’nin aday belirleme sürecinde önseçim yapmasının önemine vurgu yaparak:” önümüzdeki seçim bir çok açıdan diğer seçimlerden farklı olacak. Her şeyden önce bu seçimlerde kişiler yarışacak. İnsanımız kendi seçtiği vekiline kendini yakın görmek istiyor. Siyaset para kazanma, ya da vekillerin ihale kazanacağı bir mecra değil. Siyaset seçilen her vekilin kendi bölgesinde halkla buluşarak sıkıntı ve taleplerini çözmek için çalışmasıdır. O nedenle halkımız da bunu görüyor. Kendi memleketinden, kendini bilen tanıyan, istek ve ihtiyaçlarını gözetebilen bir vekil istiyor. Bu anlamda bu seçimlerde kişilerin karakteri, kişiliği, öz ve öz Elazığlı olmanın ve Elazığ ruhunu taşıyabilen insanların sandıktan çıkacağına inanıyorum” dedi.
SANSÜR YASASI KENDİNE GÜVENMEYEN KESİMLERİN ÇIKARTABİLECEĞİ BİR YASADIR
Son günlerde ülke gündeminde büyük yer tutan ve muhalif kesimin büyük tepkilerine yol açan dezonformasyon yasası ile ilgili sorduğumuz soruya:” Sansür yasası kendine güvenmeyen, bir takım korkuları olan siyasetçilerin işidir. Basın özgürse, halkın haber alma özgürlüğü var demektir. Kısıtlanmış , baskıya maruz kalmış basın, halkın bilinçlenmesi, haber alması yönünde vurulmuş en büyük darbedir.” dedi.
