Ana Sayfa GÜNDEM, KÖŞE YAZILARI, ŞEHRE BAKIŞ 10.01.2023 1400 Görüntüleme

DÜNYANIN SESSİZ ÇIĞLIĞI—–SERRA TAYLAN YAZDI…

Varoluşundan bu güne hoyratça kullandığımız kaynaklar tükenme aşamasında. Yakındır ki artık su savaşları, gıda krizleri yaşayacağız.. Nitekim bilimsel tüm araştırmalar bizi aynı sonuca ulaştırmakta.. DÜNYAMIZ ALARM VERİYOR!!! Çağlar boyu içerisindeki tüm varlıklara ev sahipliği yapmış olan dünyamız artık yaşlanıyor. Bize sunduğu kaynaklar yine onu kullanan bizler tarafından hoyratça kullanılıyor. Şöyle bir düşünelim.. Bitkiler, hayvanlar, akarsular, göller, dağlar taşlar. Her şey emrimizde sanki. Canımızın istediğince kullanıyoruz, tüketiyoruz. Kirletiyor, sanki sonu gelmeyecek bir kaynakmış gibi hor davranıyoruz.

Oysa dünyadaki her şeyin bir dengesi var. Yağmur yağacak ki bitkiler gelişecek. Bitkiler gelişecek ki canlı varlıklar beslenebilecek, oksijen üretilecek. Doğal döngü içerisinde yok olan bitki ve hayvanlar toprağa karışacak ki toprak yeni bitkiler üretecek… Gibi. Bu döngüsel denge milyarlarca yıl sürüyor. Elbette mevsimsel değişimler, çağların olduğu zamanları saymazsak

4,5 Milyar yaşındaki Dünyamız.. Ve biz her şeyin efendisi İnsanoğlu en iyimser tahminle ki bilim adamlarının verileri ışığında 250 ila 300 bin yıl öncesine kadar yoktuk.Dünyada 4,5 milyar yıllık bir zaman diliminde sadece 300 bin yıllık bir geçmişe sahip insanoğlu ,ne acıdır ki dünyaya en büyük zararı veren canlı..Düşünen, üreten, iletişim kuran, fikirler yürüten, değişen  ve gelişen insanoğlu maalesef Dünya’yı hakir görmeye devam ediyor.Ortalama ömrü 70 yıl olduğunu varsayarsak..Her birey için ne büyük bir yüceltmedir bu.

21. yüzyıldayız.Dünya artık acı acı sinyaller vermeye başlıyor.Yaşlandığını, yaralandığını her gün yeni bir doğal faciayla haykırıyor yüzlerimize.Gün geçmiyor ki kuruyan dereler, sanayi atıklarıyla zehir saçan göller, yanan yok olan orman arazi haberleriyle karşılaşmayalım.Farkında mısınız.Dünya insanoğluna isyan ediyor, feryat ediyor.Bu feryada kulak verme zamanı geldi de geçiyor..

Çevre koruma bilincini en yüksek düzeyde yaşayıp, yaşatacak olan varlık insanlardır. Zaten düşününce insan dışında hiç bir varlık çevreye zarar verici bir faaliyet içerisinde olamaz. Çünkü doğal döngünün bir parçası olarak yaşarlar.

Oysa biz insanoğlu gelişmeye, değişmeye açık varlıklarız.Sürekli değişen dünya düzeninde, özellikle sanayileşme ve yeni keşiflerin yapılması insanoğlunun daha fazla güç hırsına büründürmüştür. Artık her şeyin değeri maddi ederiyle ölçülmeye başlandığı için , maddi anlamda değeri olan ne varsa tarumar edilme savaşına girilmiş, bu uğurda çevreyi kirletmek, yok etmek hep göz ardı edilmiştir.

Günü kurtarmak uğruna geleceği yok ediyoruz. Sanayi çağında güç elde etmek, endüstriyel üretimlere girmek çok büyük bir öneme sahip. Ama bir taraftan yaparken, diğer taraftan yok etmek uzun vadede geri dönülmez kayıplara yol açacaktır.

Gelecek nesillere daha yeşil, sağlıklı, daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için kolları bugünden sıvamak gerekiyor. Yapılan araştırmalar ve ölçümler, küresel ısınmanın büyük ölçüde Sera gazlarının en önemlilerinden biri olan karbondioksit miktarındaki artışla ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Bu artışın en büyük sebebi sanayileşme ile birlikte karbondioksit  üretimiyle sonuçlanan insan faaliyetlerinin de artması. Bu artışa doğa gözle görülür bir şekilde tepki vermeye başladı. Atmosferdeki karbondioksit miktarındaki artışın önüne geçilmesi için karbondioksit üretimi ile sonuçlanan insan faaliyetlerinin azaltılması gerekiyor. Çevresel yıkımın önünü kesmek ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak için bireysel olarak önlem alabilir, bugünü düzeltmekle kalmayıp gelecek nesillere de temiz ve sağlıklı bir çevre bırakabiliriz.

Bu sadece gelecek insan nesli için düşünmemiz gereken bir şey değildir. Dağıyla, taşıyla,suyuyla,  kuşuyla, böceğiyle.. Aklımıza gelen gelen yüz binlerce tür canlısıyla. Bu dünya bizim olduğu kadar onların da. Ne bir ağaca durduk yere zarar vermeye, ne sanayisel üretimimizle atmosferi zehirlemeye, ne ev yapacağız diyerek kestiğimiz ağaçlara.. Bunları yapmaya hakkımız yok. Artık silkinip kurtulmamız gerekiyor şu insan şımarıklığından. Eşref-i mahlukat isek. Her şeyden daha duyarlı, koruyucu olmamız yakışmaz mı bize.Hangi kuş, hangi böcek, hangi aslan ,hangi ağaç..Hangisi bizim verdiğimiz kadar zarar verebilir ki dünyaya. Bilinçsizce yaptığımız çevre katliamlarının bedelini sadece bizler mi ödüyoruz.Bizim kadar dünyada varlık gösteren yüz binlerce canlı da ödemiyor mu?

Geç kalmamalıyız. Dünyamızın bize olan feryadını duymalıyız. Çekirdekten itibaren.Çocuklarımıza bu bilinci aşılamalıyız. Tabi önce kendimiz uygulayarak. Zarar vermeden yaşayabileceğimiz bir dünya olduğunu önce kendimiz fark etmeliyiz. Bu anlayıştan uzak her gün ,bizim için ,gelecek nesiler için, yaşayan tüm canlılar için.. Ve en önemlisi Dünyamız için bir kayıptır…

 

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Tema Tasarım | Osgaka.com