Ana Sayfa Güncel, GÜNDEM, KÖŞE YAZILARI 21.01.2023 762 Görüntüleme

CEZMİ ORKUN YAZDI…

Değerli vatandaşlar, 2002 öncesi tarımda dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olan ülkemiz günümüzde makarna, un, yaş ve
kuru meyve ile sebze ve fındık ihraç ederken, bitkisel yağlar, tahıl ürünleri, yem, tohum ve canlı hayvan hatta saman dahi ithal eder
duruma gelmiştir. AKP yönetiminin iktidarları boyunca tarım sektöründe uyguladıkları yanlış politikalar sonucu, AB, IPARD programı kapsamında ülkemizin de içinde yer aldığı aday ülkelere destek vermesine rağmen tarım sektörümüzün dünya sıralamasında hala son sıralarda yer alması oldukça düşündürücüdür.
AB, aday ülke çalışmaları sırasında ülkemizin de içerisinde yer aldığı ülkelere sektörel bazda mali ve teknik destek sağlamak amacıyla oluşturduğu IPARD programı; temel olarak tarım ve gıda sektörünün rekabet gücünün artırılması, doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi, iklim eylemi ve kırsal alanların çekiciliğinin artırılması hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik uygulamaları içermektedir. Ayrıca, tarım ve kırsal kalkınma politikalarını AB’nin ortak tarım politikasıyla uyumlu hale getirmeyi, tarım ve gıda sektörlerinin AB’nin gıda, hijyen ve çevre standartlarına uygun olmasını amaçlar.

AB müzakereleri sırasında ülkemiz tarım nüfusunun fazlalığına dikkat çekilerek, program gereği tarım sektörünün modernizasyonu ile verimliliğin arttırılması ve şehirlere kayan köylünün de sanayi alanında yapılacak tesislerde istidam edilmesi taleplere, dönemin
Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü 10.Ekim.2004 tarihli Hürriyet gazetesinin haberine göre  (https://www.hurriyet.com.tr/gundem/ab-yolunda-tarim-nufusu-25-milyondan-15-milyona-inecek-38655103) AB ile yürütülecek üyelik müzakerelerinde en zor konunun tarım olacağını ve “10 yılda tarım nüfusunun 25 milyondan 5 milyona inmesi gerekiyor.” Açıklaması ile IPARD programının kabulünü işaret etmiştir.
AB ile görüşmelerin başladığı 2004 yılında AB ülkelerinde nüfusun ortalama %4 – %5’i, ülkemiz de ise nüfusumuzun %35’i tarımla uğraşmaktadır. 2007 yılı sonrası TÜİK’in adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre her yıl azalan köy nüfusu, 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı Kanun ile 30 büyükşehir belediyesi statüsündeki köylerin mahalle statüsüne alınmasıyla birlikte daha da azalmıştır. 2021 yılı sonunda köylü nüfus oranımız %6.7 ile 5 milyon 628 bine, çiftçi sayısı ise 1 milyona gerilemiştir.

Bu aşamada AB Türkiye delegasyonu https://www.avrupa.info.tr/ web adresinin 23.3.2022 tarihli haberine göre; IPARD, Türkiye’nin 42 ilinde, tarım, gıda işleme ve kırsal işletmelere yapılacak yatırımlara sağladığı mali desteğin 2007-2020 döneminde yaklaşık 1.4 milyar Avro ve AB Komisyonunun 14 martta onayladığı TKDK(Türkiye Kırsal Kalkınma Programı) (IPARD III) ile 2021-2027 dönemi için de 430 milyon Avro olduğu belirtilmiştir.

IPARD programı kapsamında ülkemize hibe edilen yaklaşık 2 milyar avronun amacı doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığı ve köylü nüfusunun hangi alanlarda istihdam edildiği tartışılır hale gelmiştir. IPARD programı kapsamında ülkemize bugüne kadar yatırım desteği sağlanan projeler hangileridir ve bu projelerin istihdama katkı oranı nedir bilinmiyor. IPARD gibi önemli bir kaynağın ihtiraslara kurban edilmemesi gereken bir program olduğunu hatırlatmak isterim. Ancak;Bu tablo bize AKP iktidarının tarım politikalarında da başarısız olduğunu gösteriyor.

Öyleki, “Yurt dışından canlı hayvan ithal ederek hayvancılığı, Tahıl ithal ederek tarımı” bitiren AKP iktidarı, köylümüzü üretemez ve mahallinde yaşayamaz hale getirerek köyden ayrılmasına sebep olmuştur.

AKP, IPARD programı kapsamında alınan destekler karşılığında, şehirlere kayan tarım nüfusunun büyük bir bölümü için kendi beceri alanında çalışma imkanı yaratamadığından bu kesim, yetkileri sınırsız güvenlik şirketleri ve ilgisi olmayan alanlarda çalışmaya başlamışlardır. Tarım politikasında yapılan yanlışlar(gübre, motorin, yem, ilaç vb. zamları), alınan bu hibeleri boşa çıkarmıştır. Sonuç da ülkemizdeki işsizler ordusuna yeni işsizler dahil edilmiş ve güvenlik risk oranı yükselmiştir.

Ülkemizi, ekonomik ve olası gıda krizinden kurtarmak için TARIM, TURİZM ve HAYVANCILIK sektörlerini güçlendirilmek gerekir. Ancak AKP iktidarının, tarım ve hayvancılık konusunda IPARD programını bir gelir kaynağı olarak görmesi ve daha önemlisi de örgütlü yapıya dayalı bir planlamayı hayata geçirememesi sonucu olsa gerek, The Economist’in 2021 verileri ile oluşturduğu Dünya Gıda da Sürdürülebilirlik Endeksi’nde, ülkemizin 27’nci sırada yer almıştır. Yani; Tarım ve hayvancılık da ALARM ZİLLERİ çalıyor demektir.

Değerli vatandaşlar, DOĞRU PARTİ temsilcileri olan bizler, teknolojik yeniliklerleÖmodernizasyonu sağlanmış yöntemler ışığında, tarımsal faaliyetlerle geçimini sağlayan köylümüzün, devletin alım garantisi kapsamında, bir planlama çerçevesinde ürünlerini yetiştirmesi ve sonuçta emeğinin karşılığını alması sağlanarak tarım ve hayvancılığın Türkiye ekonomisinde layık olduğu yere taşınması ve yine kendi kendine yeten bir ülke konumuna gelmesi iktidarımızda gerçekleşecektir

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Tema Tasarım | Osgaka.com