Ana Sayfa GÜNDEM, Uncategorized 13 Eylül 2023 813 Görüntüleme

MUNZUR ÜNİVERSİTESİ, KALKINMA ODAKLI TARIM PROJELERİYLE TUNCELİ’DE YENİ FIRSATLAR SUNUYOR

Munzur Üniversitesi, bölgenin kalkınması noktasında farklı ve etkin çalışmalara imza atıyor. Üniversite, bölgenin coğrafi yapısı ve halkın ekonomik uğraşlarını da göz önünde bulundurarak çeşitli çalışmalar yürütüyor. 2008 yılında kurulan üniversite hem eğitimde uygulamalarla verimliliği arttırmak, hem de üretim anlamında bölge ekonomisine katkıda bulunacak projelere imza atıyor.

Üniversite son olarak, bilginin sahaya aktarılması ve sahadaki iş dünyasının da bilgiye dayalı, kalkınmasını sağlamaya yönelik bir projeyi hayata geçirmek üzere çalışmalara başladı.  Hayata geçirildiğinde hem bölge insanına istihdam sağlaması, hem de üniversitede verilen eğitimin uygulamaya geçirilmesi açısından ciddi katkıları olacak olan projeyi Munzur Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kenan Peker’e sorduk.

Munzur Üniversitesi’nin Kalkınma odaklı bir Misyon Farklılaşması ve İhtisas Üniversitesi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Peker,  bilgiye dayalı kalkınma ekonomi modelleri ile daha güçlü bir şekilde uluslararası rekabet edebilecek düzeyde veya adeta diğer ülkelere de örnek olabilecek proje işbirliklerine girmeye çalıştıklarını söyledi. Proje ile büyük bir Pilot Çiftlik kurulmasının hedeflendiğini belirten Peker, Tunceli’nin doğal değerlerini bölgesel bir ekonomik kazanca dönüştürmek için büyük bir adım olduğunu kaydetti. Peker şunları söyledi:

”Pilot çiftlikte, büyük bir arıcılık potansiyeli var. Burada onu gördük. Gerek üniversitemizde, gerekse şehrimizde çok sayıda arıcılıkla uğraşan insanlar var. Ve bizi sevindiren nokta da şu. Bu arıcılıkla uğraşan kadın sayısının fazla olması ve bunların içerisinde gençlerin olması. Ve bunların da bizim üniversitemizin mensubu olup, üniversitemizde çalışan arkadaşlar olması, idari personel. Bu bizim için çok güzel ve kıymetli. Çünkü bu insanlar yıllardır arıcılığı artık kültür edinmişler. Boş zamanlarında mesai dışında bu işi yapıyorlar. Biz de diyoruz ki; başlatacağımız bu programla bunu bölgenin tamamı için bunu yaygınlaştırmak mümkün. Tabii takdir edersiniz ki bu işler sadece üniversitenin yapacağı işler değildir. Fikir aşamasında üniversite, ondan sonra fizibilite aşamasında üniversite. Fakat yapılabilirlik aşamasına geldiğimizde, tüm paydaşların işin içerisinde olduğu,  ilgili bakanlıklarımız ve enstitü işbirliğiyle yapmayı planladığımız güzel projelerdir.”

BU PROJE İLE SÜRDÜRÜLEBİLİR YENİLİKCİ GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİ ŞEKLİNDE TASARLAMAYI HEDEFLİYORUZ

” Biz de bu çerçevede iş dünyamız  işbirliğinde  imzaladığımız karşılıklı iyi niyet protokolleri çerçevesinde, üniversitedeki bilginin sahaya aktarılmasında veya sahadaki iş dünyasının da bilgiye dayalı kalkınma ekonomileri şeklinde daha güçlü şekilde uluslararası rekabet edebilecek düzeyde veya adeta diğer ülkelere de örnek olabilecek proje işbirliklerine girmeye çalışıyoruz.

Bunlardan bir tanesi bir iş adamımızın isteği ile  2300 dönüm arazide yapılacak bir çalışma. Ve bu arazinin üzerinde biz üniversite olarak şunu  önerdik: Klasik anlamdaki üretim faaliyetlerinin yapılması durumunda çevresel tehdit oluşmaktadır. Burada yapılacak olan faaliyeti sürdürülebilir, yenilikçi, ekosistemi korumaya yönelik şekilde tasarlamaya çalıştık. Çevreye zararı olmayan, hiç bir zararı olmayan hatta öyle söyleyebiliriz sürdürülebilirlik imkanları olan bir optimizasyon modeli belirledik.

 

Pilot Çiftlik olarak hayata geçireceğimiz projemiz ile hem üretime katkıda bulunmayı hem de bir doğa harikası olan İlimizin ekosistemini korumayı hedefliyoruz. Arıcılıktan, sulama sistemlerine, bölgeye özgü endemik bitki türlerinin korunması ve üretimine, Tunceli’de olan dağ keçilerinin korunması ve üretimine kadar önemli bir çok konuda çalışmalar yapılması öngörülüyor. Burada üretime girmiyoruz. Üretim iş dünyasının işidir. Biz iş dünyamızla beraber yürüyoruz. İnsan kaynaklarıyla, pazarlamayla, stratejik planların hazırlanmasıyla, muhasebesi ile, finansmanıyla, üretimde katma değeri yüksek ürünlerin tanıtımıyla ve dünya pazarlarındaki

Orada tıbbi aromatik bitkilerden oluşan aynı zamanda tıbbi aromatik bitkilerin dışında arıcılığın olduğu, sulama imkanlarının olduğu, hatta toprağa temas olmadan yetiştiriciliğinin olduğu güzel bir sürdürülebilirlik içeren Farming Sistem Resource Extension dedikleri modeliyle dünyanın geldiği zirveyi dikkate alarak bir tasarım önerdik. İş adamımıza. ve bu çerçevede bu isin çok daha sürdürülebilir olduğuna inanıyoruz. Özellikle Tunceli gibi, Tunceli ilimiz gibi tabiatı gerçekten çok güzel olan gördünüz bu coğrafyada bunun kirletilmemesine gayret gösteriyoruz.

BİR HAYALİMİZ VAR….ARICILIĞI DÜNYAYA ÖĞRETECEĞİZ…

Bu bir hayalimiz var…..Nedir? Üniversitemizin mensubu olan Tunceli’de  arıcılıkla uğraşan, güçlü bir insan potansiyeli ile dünyanın her tarafına arıcılığı öğretme gibi bir hayalimiz var. Bu da üniversitelerin görevidir. Yaz döneminde  yöremizin arıcılığı iyi bilen insanlarının artık dünyanın değişik yörelerinde gidip, o insanlara arıcılığı öğretmelerini hedefliyoruz. Bunu da tabii ki  uluslararası faaliyette bulunan TİKA diye Tepe Maarif Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü gibi  kurumlarımızla yapmamız mümkün olacaktır.

Cumhurbaşkanımızın himayelerinde çalışan kurum ve kuruluşlarla yine Cumhurbaşkanlığımızın İnsan Kaynakları Ofisi ile bunları çok iyi irdelemek gerekiyor. Takdir edersiniz ki bunu düzenli yapmak gerekiyor. Yani bir düzensiz yapıyla yurt dışına gittiğimizde ve yurt içinde bunu yapmaya çalıştığımızda başarı beklemek olmaz. Hedefe yönelik programlama yapmamız gerekir.

Bir hedefimiz var. Dünyanın her yerinde herkes bal yiyebilir ve bunu Türk balı diye. Biz. Türkler geldi, bize arıcılığı öğretti ve biz bundan bal yiyoruz. Bu bizim için çok önemli olmayabilir çünkü bol miktarda bal yiyoruz. Doğru mu? Ama dünyanın açlıkla mücadele eden ülkeleri için bu yüzüncü yılda güzel bir etkinlik olacaktır.
Üretim iş dünyamızın yapacağı iştir. Tüm üniversiteler bu üretimi yapamaz. Biz iş dünyamızla beraber yürüyoruz, imzaladığımız protokollerle, resmi protokollerle yürüyoruz. Biz iş dünyamıza insan kaynaklarıyla, pazarlamayla, stratejik planlarının hazırlanmasıyla, muhasebesi ile finansmanıyla, üretimde katma değeri yüksek ürünlerin tanıtımıyla örgütlenme yani  Dünya pazarlarındaki dijital iletişimde 7 faaliyetle katkı sunuyoruz. Buradaki aracımız da tamamen eğitim, ARGE. Topluma katkı dediğimiz out rich ve girişimcilik ile yenilikçilik. ”

YENİ BİR BİTKİ TÜRÜ KEŞFETTİK..YAKIN BİR ZAMANDA KAMUOYUYLA PAYLAŞACAĞIZ…

Munzur Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kenan Peker açıklamasının devamında Munzur Üniversitesi Kampüs alanı içerisinde, Türkiye’nin ve ilin ekonomisine büyük katkıda bulunacak yeni bir bitki türünün keşfedildiğinin de müjdesini verdi. Bitkinin ismini açıklamayan Peker, doğal alanda ,toprağın işlenmesine gerek kalmadan üretilen bu bitki ile dünya gıda pazarında önemli bir yer edinilebileceğinin de altını çizerek şunları söyledi:

” Toprağın işlenmeden üretime kazandırılması, tarımsal arazilerin verimliliğinin muhafazası için çok önemlidir elbette. Direk ekim  veya çok yıllık bitki. Örneğin bir ektiğinizde 7 yıl biçebileceğiniz bitki. Her yılda belki 5- 6 defa biçebileceğiniz bir bitkiyle de karşılaştık burada.

İsmini bilemiyoruz. Yani biraz da gizli tutuyoruz. Biliyorsunuz hep sorarlar derler ki;’ tohumun çimlenmesi için ne gerekiyor?’ diye. Bir tohumun çimlenmesi için kimi der toprak gerekiyor, su gerekiyor, güneş gerekiyor. Değil mi? Bunların hepsi doğru. Ama biz de kısaca şöyle diyoruz: ‘Toprağın altında gizli kalması gerekiyor.’

KEŞFEDİLEN BU TÜR, ÇOĞRAFYANIN KADERİNE BÜYÜK BİR KATMA DEĞER SAĞLANACAK

Bu bitkiyi kampüsün içerisinde keşfettik. Ve gerçekten adeta bu coğrafyanın kaderine çok büyük şekilde katma değer katkısı olabilecek ekonomik kalkınma, değer, sosyal katma değer ve çevresel sürdürülebilirlik konusunda katma değer oluşturacak bir bitki. Herhangi bir ucun üzerinde. Buranın kendi yerel tohumu, yerel bitkisi. Biz bunu nereden biliyoruz? Geçmişini yurtdışından biliyorum. 15 yıldır bu tohumu arıyorduk ama geldik bunu kampüsün içerisinde bulduk.
Şu anda bir başka başka bir iş insanımızla işbirliğinde çalışıyoruz. O bitki gıda sektöründe kullanılmaya başlanmıştır fonksiyonel gıda olarak.  Gerçekten güzel bir bitki. Umut ediyorum ki Tarım Orman Bakanlığımızla işbirliğinde çok güzel sonuçlar alınacaktır. Bu konuyla ilgili  Ankara’da da bakanlığımızla görüşme yaptık. Öncelikle bizim bunun bu yıllık bir denemesini yapmamız lazım. Çünkü bitkiyi bilmiyoruz; ama şunu biliyoruz, Tunceli’deki iklimi, iklim verilerine baktığımızda bu bitkiyi sulamaya, gübreleme, ilaçlamaya ihtiyaç yok. Tek yapacağınız şey tohumu serpmek. “

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Tema Tasarım | Osgaka.com