SERRA TAYLAN/FUNDA CANPOLAT
Ülkemizde uyuşturucu kullanımı günden güne artıyor. Ne yazık ki kullanımın artışıyla beraber kullanım yaşı da aynı oranda düşüyor. Bu gün ilkokul önlerinde bile çocukları uyuşturucu tuzağına çekmeye çalışan çetelerden bahsedilirken, artık şehir kanalizasyon sularında bile uyuşturucu madde kalıntılarının tespit edilmesi durumun vehametini gözler önüne seriyor.
Konunun hem sosyal hem de hukuki açıdan irdelenmesi gerekiyor. Harputtimes Haber olarak ülkemizin kanayan yaralarından biri olan uyuşturucu bağımlılığını ilgililere sorduk. Ailelerden kolluk güçlerine, okuldaki eğitimden dernek çalışmalarına.. Uyuşturucu ile mücadelede her kesimin üzerine düşen görevler var.
Uluslararası Uyuşturucu İle Mücadele Derneği Doğu Anadolu Temsilcisi İdris Demirkıran, uyuşturucu ile mücadelenin sadece bir kesimin değil, toplumun tüm katmanlarının ortak çalışmaları ile mümkün olacağını söyledi. Türkiye’de günden güne uyuşturucu kullanımının arttığını belirten Demirkıran uyuşturucu ile ilgili işlenen suçlarda verilen cezaların caydırıcı olmadığını belirtti.
Demirkıran uyuşturucu kullanım yaşının da düştüğüne dikkat çekerek:
”Son günlerde yaygın olarak artan uyuşturucu sürekliliğini görüyoruz. Elazığ’da da yerel basında, görsel ve yazılı haberlerde takip ettiğimiz kadarıyla her geçen gün bu uyuşturucu kullanımı artmakta, bunun yanı sıra kullanıcıların yaşları düşmektedir. Dolayısı ile yaptığımız araştırmalarda eşlerin boşanmaları, ailelerin uyumsuzluğu, çocukların aileyle olan uyumsuzluğu ve birbirlerine olan tahammülsüzlüğü, ilerde çocukların yeterli olgunluğa ulaşmadığı , çağımızın hastalığı olan insanları kendini doyuramadığı ve insanların doyum noktasına ulaşamadığı bir seviyeye geldi. Bunun yanı sıra özentinin de çok olduğu memleketimizde biliyorsunuz ki çocuklar daima büyüklerini taklit eder, büyüklerin yolundan gider.” dedi.
”Uyuşturucuyu kolay para kazanç yolu olarak görenler, cezalardan korkmuyor”
Uyuşturucu ticaretinin kolay kazanç için bir araç olduğu inancının olduğuna dikkat çeken Demirkıran, cezalar caydırıcı olmadığı için insanların kolay para kazanmak için bu suça devam ettiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
”Bu nedenle kolay bir kazanç olduğunu biliyor ve izliyoruz. Çünkü yapılan çalışmalar sonucunda büyük gelirlerin çoğunun uyuşturucu madde ticaretinden geldiğini biliyoruz. Ne yazık ki yapılan denetimler, yakalanan suçlular ve denetimlerde bir eksiklik veyahut da bir vurdumduymazlık seziyoruz. Çünkü bu yakalama ve eylemler bunlara caydırıcı bir ceza getirmiyor. İçerden çıkan her kimse paranın bu kadar kolay kazanıldığı bu ortama geri dönüyor. Dolayısıyla bunlar için daha caydırıcı, daha farklı cezalar uygulanmalı. Bu cezaların usul ve uygulama şekillerine gelirsek; bunu en iyi uygulayacak olan devletimiz ve üst mercilerimiz olacağı için, bu karar tamamıyla kendilerine aittir. Ama bu şekilde, bu izlediğimiz haberlerde bu şekilde yakalanan insanların vurdumduymazlığının devam etmesi veya bu eylemlere devam etmesi veya insanlarımızı bir şekilde o tuzağa çekmesi ne yazık ki yakalanıp içeri giren vatandaşlar için caydırıcı olmamaktadır. Bunları caydırmak için daha ağır cezaların getirilmesi lazım..
”Bazı suçların cezası paraya çevriliyor”
Mesela bazı suçların biliyoruz ki para karşılığı veya herhangi bir suçtan dolayı o cezanın paraya çevrilmesi olaylarını biliyoruz. Dolayısı ile ülkemizin gündemine oturabilmesi gerçekten de insanların kendilerine gelebilmesi için çok daha ağır ve caydırıcı cezaların gelmesi lazım. Hele hele bu çocukları bu batağa sürenlerin en ağır cezaları alması gerekmektedir.Sizler de aile ortamınız ne kadar bozuk olursa olsun, aileler her ne kadar anlaşamıyor olsalar bile günümüzün içinde bulunduğu ekonomik koşulları düşündüğümüzde, ailelerinizin de sizler gibi bazı şeylere tahammül edemediğini göreceksiniz. Ama bu şu demek değildir. Biz hep ekonomi ile boğuşacağız, ekonomik krizle uğraşacağız, memleket hep böyle olacak ve bu düzenin içinde gideceğiz demek değildir. Bunlar dar günlerin kısa ömürlü olduğunu her zaman olduğunu söylüyoruz. Sözlerimizi dinleyiniz. Tamamıyla ailenizin, anne ve babanızın sizleri çok sevdiğini biliniz. Ayrılıyor olsalar bile gözlerinin ve kalplerinin daima üzerinizde olduğunu bilin. Bu bilinçle ailelerinize yanaşıp onların her konuda fikirlerini alın. Gerekirse ailelerinizi arkadaşlarınızla tanıştırın. Bundan çekinmeyin. Gerekirse arkadaşlarınıza gidin, ailelerinizle beraber, ailelerini de tanıştırın. Bunda bir sıkıntı veya herhangi bir sorun olacağını düşünmüyorum. Sonuçta insanlar konuşa konuşa birbirini anlayacaklardır.”
‘‘Elazığ’da sıklıkla operasyon oluyor, biz ağır yaptırımlar bekliyoruz”
Dolayısı ile Elazığ’a baktığımız zaman 3 günde, 5 ya da 7 günde bir kesinlikle bir operasyon oluyor. Ve bu operasyonun da, özellikle haberlerden de takip ediyoruz. Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığımızın ve İl Emniyet Müdürlüğümüzün koordinesinde gerçekleşen, gerçekten de bu olayın üstüne gidildiği görülüyor. Amabiz olayın üzerine gidilmesinden ziyade daha ağır yaptırımlar bekliyoruz. Bu yaptırımlara biz değil, yine üst mercilerimiz, mahkemelerimiz ve emniyet müdürlüğümüz karar verecektir.
”Silahlanma oranın olağanüstü seviyede”
Ülke genelinde ve özelinde Elazığ’da silahlanma oranının çok arttığına da dikkat çeken Demirkıran, İçişleri Bakanlığı’na çağrıda bulunarak daha fazla denetim talebinde bulundu.Demirkıran: ”Bu arada ilimizde ve ülkemizde silahlanma olağanüstü dereceye çıktı. Dolayısı ile bizim emniyetimizden ve içişleri bakanlığımızdan silahlanma eylemlerinin çok daha fazla denetlenmesi konusunda ricada bulunuyoruz. Ailelerden de herhangi bir olumsuzluk ve anlaşmazlık halinde işin kolayına kaçıp da aileyi dağıtmamaları konusunda ikaz ediyoruz.”
Avukat Sadin Koç: ”Uyuşturucu kullanım yaşı ağzı süt kokan çocuklara kadar düştü”
Avukat Sadin Koç da uyuşturucu kullanımının artması ile adli vakalarda da artış olduğuna dikkat çekti. Yapılan çalışmalarla uyuşturucu kullanım oranı artışının kanalizasyon sularındaki tahlillerde bile ortaya çıktığını ifade eden Koç şunları söyledi:
”Uyuşturucu kulanım yaşı maalesef ülkemizde deyim yerindeyse ağzı süt kokan çocuklara kadar düştü. Ve her geçen gün daha kötüye gidiyoruz. Her geçen gün uyuşturucu ve bundan kaynaklı şiddet, intihar ve adli olaylarla karşılaşıyoruz. Ülkemizde çok fazla düştü. Geçenlerde bir köşe yazısı okudum. İstanbul’un iki ilçesinde 2017 yılında Avrupa Birliği tarafından Avrupa ülkelerinde yapılan bir çalışma Türkiye de de başladı. Atık sulardan, kanalizasyon sularından numune alınarak uyuşturucu kullanımı tespit etmeye yönelik bir inceleme. Dediğim gibi 2017’de İstanbul’un iki ilçesinde başlayan bu uygulama şu anda bir çok ilimizde de yapılıyor. Ve maalesef Türkiye’de inceleme yapılan her şehirde sonuçlar kötü yani yüksek çıkıyor. Ve yanlış hatırlamıyorsam en yüksek uyuşturucu kullanımı Denizli idi. İsmi yanlış hatırlıyor olabilirim. Artık İstanbul, İzmir Antalya gibi daha büyük, kozmopolit şehirlerden Anadolu’ya doğru kaymaya başladı uyuşturucu kullanımı. ”
Çocukların uyuşturucudan korunmasında en önemli görevin ailelere düştüğünü ifade eden Av. Sadin Koç,çocukların dikkatle takip edilmesi gerektiğini belirterek:
”Burada yapılması gereken aileler olarak, anne babalara çok ciddi görevler düşüyor. Çocuklarını takip etsinler. Çocuklarına uyuşturucunun olmayacağını izah etsinler. Bir çocuk uyuşturucuya neden başlar? Arkadaş çevresinden veya yaşadığı bir sorunu giderebileceğini düşünerek başlar. O nedenle aileler olarak biz çocuklarımızla arkadaş olursak bu sıkıntılar giderilecektir Tabi burada sadece ailelere görev düşmüyor. Okulda öğretmene, kolluk güçlerine vb. insanlara da sorumluluk yükleniyor. Geleceğimizi karartmadan çocuklarımıza daha yaşanabilir bir dünya bırakmak adına uyuşturucu ile her anlamda mücadele etmek gerekir diye düşünüyorum.” dedi.
”Elazığ’da adli vakalarda artış var”
Uyuşturucu kullanımıyla birlikte adli vakalardaki artışa da dikkat çeken Av. Sadin Koç şunları söyledi:
”Uyuşturucu kullanan bir bireyin zamanla akli melekeleri yitmese bile ciddi oranda zayıflıyor. Uyuşturucu kullanan insan yapacağı hareketin sonuçlarını öngöremiyor. Ya da uyuşturucu ile birlikte cesaretleniyor. Her şeyi yapabilirim düşüncesi oluşuyor bireylerde. Bundan mütevellit bunun yansıması olarak da trafikte, sokakta kavga, bana yan baktın kavgası, ya da kurumlarda işimi yapacaksın kavgası gibi sıkıntılara neden oluyor. Bu hem aile içi şiddete, hem de toplumsal şiddeti ciddi anlamda arttırıyor.”
Elazığ’da son dönemde ciddi manada adli olaylar yaşanmaya başlandı. Öyle bir hale geldi ki çocuklarımızı kapıdaki markete bile göndermeye tereddüt ediyoruz. Geçenlerde bir pastanede tuvalet nedeni ile bir kavga yaşandı. Ve bir vatandaşımız ağır yaralandı. Gibi gibi sıkıntılar toplu ulaşımda, trafikte sürekli bu insanlarla karşı karşıya geliyoruz. Ciddi bir tehlike. Artık ne olacağını kestiremiyoruz. O yüzden dikkat etmekte fayda var. Bunlar bir an önce engellenmelidir.”
”Uyuşturucuya erişim çok kolay olmuş.”
”Uyuşturucuya erişim çok kolay artık. Bildiğiniz gibi yasak. Ama sürekli Elazığ’ın dört bir yanında trafik ve uyuşturucu kontrolleri yapılıyor. Buna rağmen ilimize ve ülkemize nasıl giriyor. Onun üzerinde durmak gerekir. Bence burada kolluk güçlerinin büyük bir eksikliği var. Çok ciddi oranda uyuşturucu madde sevkiyatı var. Her ne kadar kolluk güçleri dönem dönem operasyonlar yapıp ilgilileri göz altına alıyorsa da bu çok da yeterli olduğunu göstermiyor. Zira Elazığ’daki kullanım oranı ortada. Denetimlerin daha sıkılaştırılması, suçlunun üzerine daha hızlı girdilmesi gerekiyor.”