HALİS YILDIZ’IN KALEMİNDEN…..ELAZIĞ’IN KARAYAZISI
ELAZIĞ’IN KARAYAZISI
Ne karaymış anlının yazısı Elazığ diye sormadan önce ben, yazıların kara yazıldığına inanmam. Bilirim ki; Onu insanlar kendileri yazarlar. Kader vardır. Bu konuda inancım tamdır. Ancak, insanlar isterse kaderlerini kendilerini belirleyip tayin ederler diye düşünüyorum. Doğma büyüme bu şehirliyim. Buradan başka herhangi bir ilde de bir kuruşluk yatırımım yoktur. Keşke olsaydı… Eskiden bana sorsalardı derdim ki, bana İstanbul boğazında bir yalı vereceğinize Salıbaba Mornik te bir gecekondu verin razıyım. Son yıllara kadar da hep aynı şeyi savundum. Asla ve asla bu şehirden başka şehre göçü aklımdan geçirmedim ve de asla düşünmedim. Ama son yıllarda elime geçse bu şehri terk edecekler arasında ilk sırada ben gelirim. Hatta geçen yıl o kadar çok bunaldım ki, böyle bir arayışa dahi kalkıştım. Dostlarımın engel oluşu, Pandemi ve ekonomik kriz yüzünden de bir şey yapamadan oturdum yerime. Çünkü bu şehir gerçekten ‘’KARAYAZILI’’ bir şehir oldu.
Yaşanılmıyor ve alınmıyor nefes. Ne yana dönsen huzursuz edip bunaltıyor insanı. Umarım, ölmeden bir kapı açar Yaradan da kaçar da kurtulurum. Böyle düşünüyorum diye kızmayın bana canlar. Yemin ederim en büyük aşkımdı bu şehir benim. Gıda gibi seviyor Elazığlıyım diye de gurur duyarak yaşıyordum burada. Şimdi öyle değilim. Nefretim uyandı, ben benden bezdim türküsünü okuyup geçiriyorum gidiyor zamanı. Neden? Şehrin insanlarının yavaş yavaş yabancılaşması, sermayenin el değişmesi, Lokko adamların ölmesi, düşeş gibi adamların bu şehirden kaçması, meydanın içten atmalı hoşiriklere kalması ve bilgililerinin ayak gibi görülüp ayakların baş olması sonucunda şehrin dağılmasını görüp sizler benim yerimde olsanız aynı şeyi düşünmez miydiniz? Adım gibi Eminim ki benden daha fazla nefret ederdiniz burada yaşamaktan.
ŞEHİRDE KENDİ ÇÖKÜŞÜNÜ İZLEYEN İNSAN SAYISI ÇOK FAZLA
Sevgili canlar; yazmak benim işim değil. Buna rağmen çok zaman yazıp çizdim ve düzelmesini istedim şehrimizin. Lakin düzelmesini bırakın, öldürmek için ellerinden gelen her şeyi yaparak dağıtıp yok etmek için mücadele ederek sonunu hazırladılar. Gerek sosyal medya platformunda yazılıp çizilenler gerek basınımızda yer alan gerçekler ve halkın isyanı en büyük ispatıdır yazdıklarımın. Az buçuk aklı olan bunu çok net görür. Şehirde ‘’KENDİ ÇÖKÜŞÜNÜ İZLEYEN’’ insan sayısı çok olsa da geleceğinden endişe duyan insan sayısı da hayli fazladır. Tak hataları suskun kalmalarıdır. Çıksalar meydana çok şeyin düzelmesine vesile olabilirler. Söyleyin onlara, bana ne demeden gereğini yapsınlar. Yoksa daha çok bitirecekler şehrimizi yazı yazmayı bilmeyenler!…
ALLAH HESABINI SORSUN, BU ŞEHRİN İMARINI KATLEDENLERDEN
Depremler kötü bir afattır. Kimse deprem yaşamak istemez. Ama İlimizde yaşanan deprem büyük bir fırsat gibi duruyordu önümüzde. Bunu bile değerlendirmeyi akıl edemeyenler şehre bir kötülük daha yaparak ortak akıl yerine kendi akıllarıyla hareket ederek bir fiyaskoya sebep oldular. Ev ve iş yerlerini kaybedenlere planlı programlı bir şekilde yeni alanlar açmak ve onları bu alanlarda mutlu etmek varken adeta barınak evler ve kümes denecek kadar küçük iş yerleri yaparak insanları mutsuz ettiler. Allah sorsun hakkını bu milletin şehrin imarını katledenlerden. Defalarca yazdım o zaman. Dedim ki acele etmeyin, şehrin bilginlerini bir araya getirip toplayın da oradan çıkacak sonuca göre planlı işler yapın dinleyen olmadı. Biliyorum, yine dinlemeyecekler. Buna rağmen ben, yine de yazmak istedim.