TEŞEKKÜRLER (HALİS YILDIZ)
Teşekkürler ülkem insanına bu yoksulluğu tattıran herkes. Yürek dolusu teşekkürler. Canı gönülden kutluyorum sizleri. Allah razı olsun sizlerden. Neden? Neden olacak abiler, cebine üç beş kuruş koyan tablacı Ömer’in oğlu olduğunu unutup kendini Karun zannediyordu. Altına bir araba alan sanıyordu ki bu devran hep böyle sürecek. 300 bin liralık evi beğenmediği için bankaya koşup kredi alarak bir milyonluk ev alıp hava atıyordu kapı komşusu ve akrabasına Rıfkı! Kısacası Mesut doymak bilmiyordu Kerem, benim giydiğim elbiseyi beğenmeyip kendi giydiği marka elbisenin onu adam ettiğini sanarak yaşıyordu. Hasan dayı bahçesine gidip iki dal soğan ekip kıtır kıtır yiyeceğine dedikodu meydanında oturup siyaset yapıyordu. Onunda aklı geldi başına Tüpçü Tosunun da! Yapma etme diyordum berber Nazmi’ye. Çalış çabala ekmeğini kazan, bak ‘’Ortadirek ortada kaldı.’’ Diyordu sen siyaset yapıyorsun. Ülkemizde bizde uçuyoruz. İyi uçuşlarınız olsun deyip canımı dişime takıp çalışıyordum ben. Çünkü biliyor ve görüyordum bugünleri. Bildiğim ve gördüğüm içinde yıllar önce‘’Batıyoruz beyler’’ diye atıyordum başlığı. Okuyunca kızıyordu bana Hüsnü! Muhalifsin sen oğlum, zoruna gidiyor ülkemizdeki gelişmeler. Onun için batıyoruz diyorsun diyordu Huriyenin anası, düştüğü duruma bakmadan bana. Yani anlayacağın Hafız, kravatlı abilere koltuktan verip nemalanmak varken onlardan ben, Tenhada yatanın, boynunda bir karış bit olanın, evinde gün ekmeği olmayanın, yarasını ciğerine saklayanın, kimsesiz, sahipsiz ve boynu bükük çocukların hakkını ararken kötü insan oluyordum, köprü altı güvercinleri tarafından… Kulak asmıyordum tabi, onların ve içten atmalı arha huylu gerzeklerinin dediklerine. Onlar duymasa da Demir kapı, kör pençe, taş duvar sen duy sesimi deyip günümüzde olacakları hep yazdım çizdim ülkem ve ilim insanlarına.
Tarım dedim. Hayvancılık dedim. Sanayi dedim. Çevre dedim. Türk aile yapısı bozuldu dediğimde yıl 2012 idi. Değişiyor Elazığ sahip çıkın! demem de bu yıllarda idi. Bu ve bunlar gibi daha nice yazılar, şiirler, hikayeler, masallar yazıp türküler okudum tırrik olduğu halde kendini ejderha sanan duvar dibi çocuklarına. Yapmayın, etmeyin, bu devran size de kalmaz Herkes ettiğini çeker bir gün diyordum da anlamıyorlardı. Şimdi bir deste maydanoza 5 lira verirken sayenizde açıldı gözleri. Bu yüzden sonsuz teşekkürler sizlere. Umarım devam ettirirsin uzun bir süre. Buna gerçekten ihtiyacımız var. Ömründe kuaför görmeyen hanım konken partilerine katılıyordu Anadolu’da! Bir salkım üzüm yemek için bile ekmiyordu bir kenara bir asma üzüm. Çiftçilik kötü bir iş olmuştu Mustafa amca için. Küçümsüyordu günlük yüz lira yevmiyeyi Hırto! Zırto ekrana çıkıp alabildiğince sizi meht ediyordu elindeki boya sandığına bakmadan. Parasızlık yüzünde ömründe uçağa binemeyecek Mırto vardı birde. Benim gibi konuşmayı bilmezken 50 kağıt para koyuyordu seninkiler cebine, birde acılı adana yedirip konuşturup memleketi rezil ediyordu postahana meydanında. Allah’a şükür hepsi yok oldular. Öyle bir vurdunuz ki; artık boyunlarının kökünü kaşımaktan fırsat bulmuyorlar yalan atmaya! Bu yüzden teşekkür etmek geldi içimden. Oturduğu yer ahur seküsü olup okuduğu türkü İstanbul türküsü olanları bitirdiğiniz için binlerce kez teşekkürler.
Saygılar ve sevgiler sunuyorum teşekkürü hak eden herkese