Ana Sayfa KÖŞE YAZILARI 27.03.2022 657 Görüntüleme

EVCİL HAYVANLAR İLE İNSANLARIN ETKİLEŞİMİ (NİLGÜN DUYAR)

Evcil bir hayvan edinmek, büyük bir sorumluluk altına girmek demektir. Evcil hayvan,
büyük bir dikkat, zaman, duygusal ve finansal yatırım gerektirir.
Hem hayvan sağlığı için hem de hayvandan insana geçebilecek hastalıkların olması nedeni ile
düzenli veteriner kontrolü zorunludur. Bunun için de zaman ve para yatırmak gerekmektedir.
Bilimsel araştırmalar, evcil hayvanların eskiden iddia edildiği gibi insan sağlığını olumsuz
etkilemediğini göstermiştir. Hatta bu iddianın yersiz olduğunu göstermekle kalmamış, insan
sağlığına fayda sağladığını göstermiştir.
Geçmişte, tüylü ev hayvanlarının alerjiyi tetiklediği söyleniyordu, ancak yapılan
araştırmalar bunun tersini göstermektedir.
Tüylü evcil hayvanların, mikrop taşıma ihtimalinin yüksek olması nedeniyle mikroplara maruz
kalan insanların bağışıklık sisteminin daha güçlü olduğu gözlemlenmektedir.
Evcil hayvan sahiplerinin kolestrol ve trigliserit seviyelerinin daha düşük olduğu
gözlemlenmiştir.
Bir hayvana bakmak fiziksel aktivite gerektirir. Kent insanlarında yaygın olan fiziksel aktivite
azlığının neden olduğu olumsuzluklar bu sayede azalabilir.
Kuşkusuz candan bir dostun varlığı, yalnızlık duygusunu azaltır. Hayvanlar sahiplerinin
duygularını anlama ve onlara destek olma konusunda çok hassastırlar.
Koruma duyguları da çok yüksek olduğundan, sahiplerinin üzgün olduğunu fark eden
kedi/köpekler, sahiplerini sevgi yağmurunu tutarlar, koşulsuz sevgi verirler sahiplerine.
Hayvanların aynı zamanda insanlar üzerinde sakinleştirici etkisi de vardır.
İnsanların evde kedi-köpek beslemesinin nedenlerini çok merak ediyordum ve evcil
hayvan sahipleri ile hayvanları hakkında konuşulduğunda, gözlerinin bir başka ışıldadığını fark
ettim! Bu insanlar evcil hayvanları ile kurdukları dostluktan büyük keyif alırlar ki yaşadıkları
bu güzel duyguyu dışa vurmaktan kaçınmazlar.
Sahiplerinin hayvanlarla kurdukları empati ve iletişim, duygu ve düşüncelerini, evinde hayvan
bakmasının nedenlerini ve tercih yaparken nelere göre karar verdikleri üzerine kısa bir
araştırma ve hayvan sahiplerinin düşüncelerini sizlerle paylaşmak çok güzel bir duyudur
benim için, umarım sizlere keyif alırsınız.
Evinizde neden kedi ya da köpek bakmayı tercih ediyorsunuz? Ya da soruyu biraz daha
spesifik olarak şöyle sorabiliriz: evde kendinize neden bir dost edinmek istiyorsunuz? Bu
tercihi yaparken neleri dikkate alarak karar veriyorsunuz?
-Evimde evcil hayvan besleme kararım çocukluğumdan beri hayvanlara düşkünlüğümden
kaynaklanıyor. İnsanlarla aram çok iyi olmadığı için ve çok sosyal biri olmadığımdan evimde
bir hayvan olmasını istedim. Bunu tabii ki bütün olumlu ve olumsuz yanlarıyla da gözden
geçirip bir kedi sahiplendim.
– Kedilerin evdeki stres yönetimini ele alıp sıfıra indirdiğini düşünüyorum bu yüzden evimde
kedi bakıyorum. Bu cevap üç aşağı beş yukarı bütün kedi sahipleri için geçerlidir.
– Evcil hayvan bulundurma nedenim, sorumluluk bilincimin artması, gün içerisinde yaşamış
olduğum stresten kaçabileceğim bir odak noktamın olmasını istemem ve hayvanlara olan
düşkünlüğümdendir. Kedi besleme yönünden tercih yaparken de bakımına gerekli ilgi ve
alakayı gösterebileceğime olan inancım ve harcama imkanımı göz önünde bulundurarak
karar verdim.
-Hem onlara sıcak bir yuva olmak hem de var olan yuvayı daha yaşanabilir, daha sevgi dolu bir hale
getirmek için evimde hayvan bakmak istedim. Evinde senden sevgi bekleyen ve koşulsuz sevgi veren
biri varsa o ancak can dostunuz olabilir. Onlar olmasaydı dünya nasıl bir yer olurdu? Düşüncesi bile
insanı çok kötü hissettirmeye yetiyor.
– Evimde kedi/köpek bakıyorum? Çünkü bağımlılık yapar, bir defa evinize aldınız mı? Artık onlardan
kopamıyorsunuz. Sonra eliniz ayağınız olurlar, insanın bir parçası haline gelirler, onlar olmadan
yapamıyorsunuz evde hayvan bakmak çocuk bakmak gibidir. Onlarla canınız sıkıldığında
oynayabiliyorsunuz, üzüldüğünüzde hissedebiliyorlar ve sizi sakinleştirmek için çabalıyorlar, onlara
verdiğiniz sevginin fazlasını size veriyorlar.
– Çocukluğumdan beri hep evde hayvan bakmak istedim; ama hiçbir zaman almak istemedim hep
sahiplenmek istedim. Çünkü, yardıma, bakıma, beslenmeye muhtaç bir sürü hayvan var ve eğer
bakmak gibi bir imkanım varsa onları sahiplenmeyi tercih ederim ve daha küçük olan sokak yaşamına
tam alışmamış olan hayvanı sahiplenmeyi tercih ederim. Eğer sokakta büyümüşlerse onları
kısıtladığımı düşünürüm. Kedimi tercih ederek almadım ölmek üzere olan bir kediyi hayatta tutmak
istedim ve aldım. Hera evimizin neşesi oldu ailecek kötü bir zaman geçirdiğimiz bir dönemde geldi
evimize ve sevimli halleriyle, şebekliğiyle resmen derdimizi unutturdu, İlaç gibi bir şey oldu bizlere.
Kendi doğurduğum çocuğum olsa ancak bu kadar severim çünkü, daha gözleri açılmadan
sahiplenmiştim, biberonla mamasını veriyordum, tuvaletini pamukla ben yaptırıyordum yani öz
evladım gibi. Evcil hayvanlar, insanları hem sorumluluk sahibi yapıyor hem de evde bıcır bıcır gezen
bir şey var her hareketinden mutlu oluyorsunuz. Tam bir huzur kaynağıdırlar. O yüzden hayatımda
verdiğim en doğru karar Hera ’mı sahiplenmek oldu.
– Bir cana ses olmanın beslemenin onunla ilgilenmenin verdiği huzuru, insanların verdiğine ve
hayvanların sahiplendiği kadar insanların sahiplendiğine inancım olmadığı için evimde kedi
besliyorum. İkinci soruya gelince: köpeğin sorumlulukları kedilere göre çok daha fazla olduğu için
ihmal etme durumum olursa onun vicdani boyutunu kaldıramam diye kedi tercih ettim. Mesela
kediye evde kum ile tuvalet eğitimi verilebilirken, köpeği günde en az iki kez dışarı çıkarmak gerekir
ve onların ortamları doğadır. Sahiplendiğim kedi evcil olduğu için dış hayata tutunamaz mücadele
edemezdi. Peki neden kuş seçmedim, balık seçmedim? Diyecek olursanız da bir kediyle oyun
oynanabilir, zaman geçirilebilir, sarılıp uyuyabilir hatta dertleşilebilir, ancak bir kuşla bir balıkla
bunları yapabilmek mümkün olmayacaktı o sebepten kedi beslemeyi tercih ettim.
– Kedim sağırdır ben de hem bu yüzden hem de çok küçük olduğu için eve almak istedim, o da peşimi
bırakmadı ve o günden beri bendedir beş-altı yıl oldu, kedi beslemeyi de çok seviyorum.
Gönül isterdi ki tüm canlılar doğal ortamında mutlu yaşasınlar ama ne yazık ki mümkün
değildir. Kendi fikrimi söyleyecek olursam, kuşları da çok seviyorum ama dışarıdan bir kuşu
alıp gelmek/sahiplenmek onu hapsetmişiz hissi uyandırır, kedi ve köpekte
uyandırmaz.
Bu yazıyı; evcil bir hayvan sahibi olmak isteyip kararsız kalanlar ve/veya kendisi çok kararlı
olduğu halde evcil bir hayvanla yaşamak konusunda ailesini ikna edemeyenler için yazmak
istedim. Sonuç olarak; sorumluluklar ve/veya zorluklar aşılabiliyorsa
gönül rahatlığı ile iddia edilebilir ki evcil hayvan sahibi olmanın olumsuz yönleri, olumlular
yanında çok silik kalır. Bu konu üzerinde derin
düşünülmesi gerektiği fikrindeyim, bence hayvanlardan yola çıkarak insanlara “ben sevebilen
biriyim, bana değer ver” demenin başka bir biçimidir.
Metni France’nin güzel bir sözüyle sonlandırmak istiyorum. “İnsan ruhunun bir parçası, bir
hayvana gönül verene kadar uyanmaz.” Burada sözü edilen genel bir hayvan sevgisi değil, bir
insanın bir hayvanla kurduğu dostlukla oluşan sevgidir. Bu dostluğun kent yaşamında ki şekli,
kuşkusuz evcil hayvan sahiplenmekle mümkün olur

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Tema Tasarım | Osgaka.com